Son zamanlarda, büyük blok zinciri ağlarında stablecoin'lerin aktif adres sayısında patlayıcı bir yükseliş görülmektedir. Bu fenomen yalnızca Ethereum ile sınırlı kalmamakta, aynı zamanda BSC, Polygon ve Arbitrum gibi ağlarda da kendini göstermektedir. Bu eğilim, çok zincirli çağın geldiğini açıkça göstermektedir.

Geçmişte, yatırımcılar ve kullanıcılar esas olarak Ethereum üzerindeki USDT ve USDC'ye odaklanıyordu, ancak şimdi durum değişti. Stablecoin'lerin akışı, verimlilik ve maliyet ilkelerine göre hareket etmeye başladı ve daha hızlı, daha ucuz blok zinciri ağlarına geçiş yapıyor. Bu fenomen, yeni inşa edilen otoyollar sonrasında trafik dağılımı etkisi ile benzetilebilir.

Merkeziyetsiz finans (DeFi) için bu, kuşkusuz büyük bir avantaj. Stabilcoinler, DeFi ekosisteminin kanı olarak, likiditelerinin artışı doğrudan ilgili ekosistemlerin refahını artırmaktadır. Örneğin, Arbitrum'un son dönemdeki olağanüstü performansı büyük ölçüde stabilcoinlerin yoğun akışına atfedilmektedir.

Bu bağlamda, yatırım fırsatları esasen birkaç alanda yoğunlaşmaktadır: Öncelikle, büyük blok zinciri ağlarının yerel token'ları, Gas ücretlerindeki artış nedeniyle avantaj sağlayabilir; ikincisi, her zincirdeki merkeziyetsiz borsa (DEX) ve kredi protokolleri, stablecoin'lerin başlıca uygulama alanları olarak dikkat çekmektedir; son olarak, çok zincirli çağda çapraz zincir köprü projeleri önemli bir rol oynamakta ve buradan fayda sağlaması beklenmektedir.

Dikkate değer bir nokta, bu döngüdeki boğa piyasasının yalnızca belirli blok zinciri ağlarıyla sınırlı kalmayacağı, aksine birçok farklı ağın bir arada var olacağı yönündedir. Bu nedenle, blok zinciri ağlarını ve ilgili projeleri doğru bir şekilde seçmek önemli kazançlar sağlayabilir. Ancak, yatırımcıların yeni ortaya çıkan blok zincirlerinde olabilecek güvenlik risklerine karşı dikkatli olmaları ve riskleri azaltmak için dağınık yatırım stratejileri benimsemeleri gerekmektedir.