Son günlerde, küresel finans piyasaları şiddetli dalgalanmalarla karşılaştı. Jeopolitik durumun gerginliği ve bazı ülkelerdeki iç siyasi faktörler nedeniyle, küresel piyasalar ayrım gözetmeyen bir düşüş yaşadı.
Büyük hisse senedi endeksleri kötü performans gösterdi, Amerikan borsalarının üç büyük endeksi ortalama %2-3 düşüş yaşadı, Avrupa borsaları da buna paralel olarak geriledi. Asya piyasaları da bu durumdan kaçamadı, A50 vadeli işlemleri %4 düştü, Hong Kong hisse senedi vadeli işlemleri ise %5'lik ağır bir düşüş yaşadı. ABD'de işlem gören Çin menşeli hisseler büyük darbe aldı, ortalama düşüş oranı %7'ye kadar yükseldi.
Emtia piyasası da zorluklardan kaçamadı, ham petrol ve bakır gibi ana ürünlerin fiyatları %4-5 düştü. Kripto para piyasası ise felaket bir darbe aldı, Bitcoin ve Ethereum büyük düşüşler yaşadı, bazı küçük altcoinler ise neredeyse yarı yarıya değer kaybetti. İstatistiklere göre, 24 saat içinde tüm ağda tasfiye edilen miktar 19 milyar dolara kadar ulaştı, adeta bir kanlı fırtına.
Bu piyasa dalgalanması sırasında, geleneksel güvenli varlıklar bir kez daha değerlerini gösterdi. Altın fiyatı 4000 dolar/ons barajını aştı, ABD tahvilleri de yükseliş gösterdi ve fonların güvenli limanı haline geldi.
Ancak, bu karmaşa içinde potansiyel fırsatları da görebiliyoruz. Öncelikle, piyasanın bazı siyasi figürlere yönelik aşırı baskı stratejileri üzerinde bir "desensitizasyon" etkisi oluştu ve nihayetinde rasyonel müzakerelere geri dönme olasılığı hâlâ var. İkincisi, teknoloji alanında tarafların alabileceği önlemler artık oldukça azaldı ve daha da kötüleşme olasılığı sınırlı. Son olarak, yerel piyasayı uzun vadede destekleyen temel unsurlar köklü bir değişim geçirmedi.
Bu tür bir bağlamda, sakin kalmalı, piyasa eğilimlerini rasyonel bir şekilde analiz etmeliyiz ve çalkantılı dönemlerde potansiyel yatırım fırsatlarını aramalıyız. Aynı zamanda risklere karşı dikkatli olmalı ve varlık dağılımını iyi yapmalıyız, böylece olası daha fazla dalgalanmalara karşı hazırlıklı olabiliriz. Mevcut piyasa ortamında, yatırımcıların daha dikkatli ve esnek olmaları gerekiyor; hem uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmalı hem de kısa vadeli stratejiler geliştirmelidirler.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
16 Likes
Reward
16
5
Repost
Share
Comment
0/400
NeonCollector
· 16h ago
Rekt on puan, kendimi kandırılmış gibi hissediyorum.
View OriginalReply0
ChainComedian
· 16h ago
Yeni enayiler, bu resmi bir başlangıçtır.
View OriginalReply0
Rekt_Recovery
· 16h ago
'21'de 6 rakam kaybettim... ama hâlâ nefes alıyorum. risk yönetimi guru ( zor yoldan öğrendi) savaş hikayelerini ve umudu paylaşıyor.
Son günlerde, küresel finans piyasaları şiddetli dalgalanmalarla karşılaştı. Jeopolitik durumun gerginliği ve bazı ülkelerdeki iç siyasi faktörler nedeniyle, küresel piyasalar ayrım gözetmeyen bir düşüş yaşadı.
Büyük hisse senedi endeksleri kötü performans gösterdi, Amerikan borsalarının üç büyük endeksi ortalama %2-3 düşüş yaşadı, Avrupa borsaları da buna paralel olarak geriledi. Asya piyasaları da bu durumdan kaçamadı, A50 vadeli işlemleri %4 düştü, Hong Kong hisse senedi vadeli işlemleri ise %5'lik ağır bir düşüş yaşadı. ABD'de işlem gören Çin menşeli hisseler büyük darbe aldı, ortalama düşüş oranı %7'ye kadar yükseldi.
Emtia piyasası da zorluklardan kaçamadı, ham petrol ve bakır gibi ana ürünlerin fiyatları %4-5 düştü. Kripto para piyasası ise felaket bir darbe aldı, Bitcoin ve Ethereum büyük düşüşler yaşadı, bazı küçük altcoinler ise neredeyse yarı yarıya değer kaybetti. İstatistiklere göre, 24 saat içinde tüm ağda tasfiye edilen miktar 19 milyar dolara kadar ulaştı, adeta bir kanlı fırtına.
Bu piyasa dalgalanması sırasında, geleneksel güvenli varlıklar bir kez daha değerlerini gösterdi. Altın fiyatı 4000 dolar/ons barajını aştı, ABD tahvilleri de yükseliş gösterdi ve fonların güvenli limanı haline geldi.
Ancak, bu karmaşa içinde potansiyel fırsatları da görebiliyoruz. Öncelikle, piyasanın bazı siyasi figürlere yönelik aşırı baskı stratejileri üzerinde bir "desensitizasyon" etkisi oluştu ve nihayetinde rasyonel müzakerelere geri dönme olasılığı hâlâ var. İkincisi, teknoloji alanında tarafların alabileceği önlemler artık oldukça azaldı ve daha da kötüleşme olasılığı sınırlı. Son olarak, yerel piyasayı uzun vadede destekleyen temel unsurlar köklü bir değişim geçirmedi.
Bu tür bir bağlamda, sakin kalmalı, piyasa eğilimlerini rasyonel bir şekilde analiz etmeliyiz ve çalkantılı dönemlerde potansiyel yatırım fırsatlarını aramalıyız. Aynı zamanda risklere karşı dikkatli olmalı ve varlık dağılımını iyi yapmalıyız, böylece olası daha fazla dalgalanmalara karşı hazırlıklı olabiliriz. Mevcut piyasa ortamında, yatırımcıların daha dikkatli ve esnek olmaları gerekiyor; hem uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmalı hem de kısa vadeli stratejiler geliştirmelidirler.