Bugün şifreleme dünyasında yine absürt bir senaryo sergilendi.
"Zengin Baba Yoksul Baba" kitabının yazarı Robert Kiyosaki acil olarak yalanları çürüttü - asla Aralık'ta altının %50 değer kaybedeceğini söylemedi! Sonuç ne? Birçok medya yanlış bilgilere inandı ve paylaşan kardeşler şimdi yerin dibine girmek istiyordur. Bu dönemde, finans dünyasının büyükleri bile sahtekarlar tarafından seslendirilirken, kripto para dünyası gerçekten büyülü bir hale geldi.
Ama bu iş aslında oldukça ilginç. Robert, bir yandan altının "Tanrı'nın parası" olduğunu haykırırken, diğer yandan Bitcoin gibi "halkın kendi ürettiği parayı" destekliyor. Kısacası, oynadığı şey bir hedge oyunu: geleneksel güvenli varlıkları bir kenara koyuyor, merkeziyetsiz varlıkları da ihmal etmiyor. Her iki tarafa da bahis oynuyor, sonuçta ikisi de fiat paraya güvenmiyor.
Bu mantık aslında oldukça makul - altının birkaç bin yıllık sert para birimi statüsü ortada, Bitcoin genç olmasına rağmen kıtlık ve küresel dolaşım açısından avantajlı. Ethereum gibi eski bir halka ile desteklendiğinde, bu kombinasyon risk dayanıklılığını en az iki kat artırıyor.
Küçük yatırımcı dostlarım, unutmayın: Piyasa dalgalanmaları her zaman olur, ani haberlerle hareket etmeyin. Robert'in dağıtım stratejisini öğrenin, yumurtaları farklı sepetlere koyun. Altın stabil, BTC hareketli, ETH dengeli, herkes ihtiyacına göre hareket etsin. Peki ya her yerde dolaşan söylentiler? Önce üç saniye sakinleşin, gerçekliğini doğrulamadan harekete geçmeyin.
Şifreleme piyasasında fırsat hiç eksik olmaz, eksik olan sakin bir zihniyettir. Yapmamız gereken, trendleri net bir şekilde görüp, ayaklarımızı sağlam basmak ve duygularımız tarafından köleleştirilip, teslim alan olmamaktır. Sonuçta bu alanda var olmak, akılla mümkün, şansla değil.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
12 Likes
Reward
12
4
Repost
Share
Comment
0/400
DeFiGrayling
· 18h ago
Acelenizle dedikodulara inanmayın
View OriginalReply0
BearEatsAll
· 18h ago
Bu döngü gerçekten absürt, kardeşim.
View OriginalReply0
GasGuru
· 18h ago
Dengeli bir şekilde zafer kazanmak, kazanmanı sağlar.
View OriginalReply0
just_another_fish
· 18h ago
insanları enayi yerine koymak sonra yükseliş, yükselişten sonra insanları enayi yerine koymak
Bugün şifreleme dünyasında yine absürt bir senaryo sergilendi.
"Zengin Baba Yoksul Baba" kitabının yazarı Robert Kiyosaki acil olarak yalanları çürüttü - asla Aralık'ta altının %50 değer kaybedeceğini söylemedi! Sonuç ne? Birçok medya yanlış bilgilere inandı ve paylaşan kardeşler şimdi yerin dibine girmek istiyordur. Bu dönemde, finans dünyasının büyükleri bile sahtekarlar tarafından seslendirilirken, kripto para dünyası gerçekten büyülü bir hale geldi.
Ama bu iş aslında oldukça ilginç. Robert, bir yandan altının "Tanrı'nın parası" olduğunu haykırırken, diğer yandan Bitcoin gibi "halkın kendi ürettiği parayı" destekliyor. Kısacası, oynadığı şey bir hedge oyunu: geleneksel güvenli varlıkları bir kenara koyuyor, merkeziyetsiz varlıkları da ihmal etmiyor. Her iki tarafa da bahis oynuyor, sonuçta ikisi de fiat paraya güvenmiyor.
Bu mantık aslında oldukça makul - altının birkaç bin yıllık sert para birimi statüsü ortada, Bitcoin genç olmasına rağmen kıtlık ve küresel dolaşım açısından avantajlı. Ethereum gibi eski bir halka ile desteklendiğinde, bu kombinasyon risk dayanıklılığını en az iki kat artırıyor.
Küçük yatırımcı dostlarım, unutmayın: Piyasa dalgalanmaları her zaman olur, ani haberlerle hareket etmeyin. Robert'in dağıtım stratejisini öğrenin, yumurtaları farklı sepetlere koyun. Altın stabil, BTC hareketli, ETH dengeli, herkes ihtiyacına göre hareket etsin. Peki ya her yerde dolaşan söylentiler? Önce üç saniye sakinleşin, gerçekliğini doğrulamadan harekete geçmeyin.
Şifreleme piyasasında fırsat hiç eksik olmaz, eksik olan sakin bir zihniyettir. Yapmamız gereken, trendleri net bir şekilde görüp, ayaklarımızı sağlam basmak ve duygularımız tarafından köleleştirilip, teslim alan olmamaktır. Sonuçta bu alanda var olmak, akılla mümkün, şansla değil.