Neden ABD hükümeti kapandığında Bitcoin'in yükseldiği söyleniyor?

ABD hükümetinin kapanmasıyla birlikte, Maliye Bakanlığı’nın genel hesabı üzerinden 200 milyar doların üzerinde likidite kilitlendi ve gecelik borçlanma faizleri kriz seviyelerine yükseldi. Bu makale, EeeVee tarafından kaleme alınmış olup, TechFlow tarafından derlenmiş, çevrilmiş ve hazırlanmıştır. (Önceki gelişmeler: Bitcoin 98,000 dolar seviyesine sıçradı, Ethereum 2 rakamına yaklaşıyor, piyasa “aşırı panik” içinde 480,000 kişi likidasyon yaşadı) (Arka plan eklemesi: Bitcoin gece yarısı 100,000 dolar seviyesine çıktı! BTC 24 saat içinde %5.8’den fazla düştü) ABD hükümetinin kapanması resmi olarak 36. gününe girdi. Son iki gündür küresel finans piyasaları sert şekilde sarsıldı. Nasdaq, Bitcoin, teknoloji hisseleri, Nikkei endeksi ve hatta güvenli limanlar olan ABD tahvilleri ve altın bile etkilenmeden kalmadı. Piyasalardaki korku yayılırken, Washington’daki politikacılar bütçe konusunda tartışmayı sürdürüyor. ABD hükümetinin kapanması ile küresel finans piyasalarının düşüşü arasında bir bağlantı var mı? Cevap gün yüzüne çıkıyor. Bu sıradan bir piyasa düzeltmesi değil, hükümet kapanmasının tetiklediği bir likidite krizidir. Mali harcamalar dondurulduğunda, yüz milyarlarca dolar Maliye Bakanlığı hesaplarında kilitlenerek piyasaya akışını engelliyor ve finansal sistemin kan dolaşımı kesiliyor.

“Gerçek suçlu”: Maliye Bakanlığı’nın kara deliği
ABD Maliye Bakanlığı’nın genel hesabı (Treasury General Account), kısaca TGA olarak bilinir. Bu, ABD hükümetinin Federal Rezerv’de açtığı merkezi çek hesabı olarak düşünülebilir. Tüm federal gelirler, vergi gelirleri veya devlet tahvili ihracından elde edilen fonlar bu hesaba yatırılır. Aynı şekilde, tüm devlet harcamaları—kamu çalışanlarının maaş ödemeleri ve savunma giderleri dahil—bu hesaptan yapılır. Normalde, TGA bir fon geçiş noktası gibi çalışır; gelirler toplanır ve hızla harcanır, fonlar özel finans sistemine akarak bankaların rezervlerine dönüşür ve piyasaya likidite sağlar.

Hükümet kapanması bu döngüyü bozar. Hükümet, vergi gelirleri ve tahvil ihracı yoluyla para toplamaya devam ederken, TGA bakiyesi sürekli artar. Ancak, Kongre bütçe onaylamadığı için, çoğu devlet kurumu kapanmış ve Maliye Bakanlığı planlanan harcamaları yapamaz hale gelir. TGA, sadece giriş yapan ama çıkış yapmayan bir finans kara delik haline gelir.

10 Ekim 2025’te başlayan kapanmadan bu yana, TGA bakiyesi yaklaşık 800 milyar dolardan 30 Ekim itibarıyla 1 trilyon doları aşmıştır. Sadece 20 gün içinde, piyasadan 200 milyar doların üzerinde fon çekilerek, Federal Rezerv’in kasasına kilitlenmiştir.

ABD hükümetinin TGA bakiyesi — Kaynak: MicroMacro
Bazı analizler, hükümet kapanmasının bir ay içinde piyasadan yaklaşık 700 milyar dolar likidite çektiğine işaret ediyor. Bu etki, Federal Rezerv’in faiz artırımlarına veya hızlandırılmış Quantitative Tightening’e (niceliksel sıkılaştırma) eşdeğer bir şoktur.

Bankacılık sistemi rezervleri TGA tarafından büyük ölçüde emildiğinde, bankaların kredi verme kapasitesi ve isteği ciddi şekilde düşer, piyasa fonlama maliyetleri hızla artar. En çok etkilenenler ise likiditeye en duyarlı varlıklar olur. 11 Ekim’de, kapanmanın ikinci günü, kripto para piyasası %20’ye yakın bir düşüş yaşadı ve yaklaşık 20 milyar dolarlık likidasyon gerçekleşti. Bu hafta teknoloji hisseleri de sarsıldı; Nasdaq %1.7 değer kaybetti, Meta ve Microsoft’un finansal raporlarının ardından büyük kayıplar yaşandı.

Küresel finans piyasalarındaki bu düşüş, bu görünmez sıkılaştırmanın en bariz göstergesidir.

Sistem “ateşleniyor”
TGA, likidite krizinin “sebebi” iken, gece borçlanma faizlerindeki yükseliş ise finansal sistemin “ateşlendiğinin” en doğrudan belirtisidir.

Gecelik borçlanma piyasası, bankalar arasında kısa vadeli fonların alınıp satıldığı yerdir ve tüm finansal sistemin kılcal damarlarıdır. Faiz oranları, bankalar arasındaki “para sıkışıklığını” en iyi gösteren göstergedir. Likidite bol olduğunda, bankalar birbirinden kolayca borç alır ve faizler stabil kalır. Ancak, likidite kuruduğunda, bankalar para bulmakta zorlanır ve gece için daha yüksek faizler ödemeye razı olurlar.

İki temel gösterge, bu yüksek ateşin ne kadar ciddi olduğunu net şekilde ortaya koyuyor:

  1. SOFR (Teminatlı Gecelik Finansman Faizi): 31 Ekim’de SOFR %4.22’ye yükseldi ve son bir yılın en büyük günlük artışını kaydetti. Bu oran, Federal Rezerv’in belirlediği %4.00’lik federal fon faiz oranını aştı ve 32 baz puan farkla, Mart 2020 finansal krizinden beri en yüksek seviyeye ulaştı. Bankalar arası piyasada gerçek borçlanma maliyeti kontrolden çıktı ve merkez bankasının politika faiz oranını çok aştı.

  2. SRF (Acil Geri Alım Kolaylığı) Kullanımı: Federal Rezerv’in bankalara sağladığı acil likidite aracı olan SRF, piyasalarda fon bulamayan bankaların yüksek kaliteli teminatlar karşılığında nakit almasını sağlar. 31 Ekim’de SRF kullanımı 50.35 milyar dolara çıkarak, Mart 2020 pandemi krizinden beri en yüksek seviyeye ulaştı. Bu, bankacılık sisteminin ciddi anlamda dolar kıtlığı yaşadığını ve Federal Rezerv’e son çareyi çaldığını gösteriyor.

Sistemsel ateş, reel ekonomiye de yansıyor
Likiditedeki bu yüksek ateş, finansal sistemdeki baskıyı gerçek ekonominin zayıf noktalarına da iletiyor ve uzun süredir gizli kalan borç mayınlarını patlatıyor. En tehlikeli alanlar ise ticari gayrimenkul ve otomobil kredileri.

Araştırma kuruluşu Trepp’e göre, ABD’de ofis binalarına verilen CMBS (Ticari Gayrimenkul Teminatlı Menkul Kıymetler) kredilerinin temerrüt oranı Ekim 2025’te %11.8’e ulaşarak, tarihi zirveye çıktı ve 2008 finansal krizindeki %10.3’ü geçti. Sadece üç yıl içinde, bu oran 1.8’den yaklaşık 10 kat artış gösterdi.

Örnek olarak, Washington eyaletindeki Bel-Red bölgesinde bulunan Bravern Office Commons: Bu ofis binası, Microsoft tarafından tamamen kiralanmıştı ve 2020’de değeri 605 milyon dolar iken, Microsoft’un çekilmesiyle değer kaybı %56’ya ulaşarak 268 milyon dolara düştü ve iflas aşamasına geldi.

Bu 2008 sonrası en ciddi ticari gayrimenkul krizinin, bölgesel bankalar, REIT’ler ve emeklilik fonları aracılığıyla finansal sisteme yayılmasıyla sistemik riskler artıyor.

Tüketici tarafında ise, otomobil kredilerinde alarm çalmaya başladı. Yeni araç fiyatları ortalama 50 bin doların üzerine çıkarken, ikinci el ve düşük kredi notuna sahip alıcılar yüksek faiz oranlarıyla karşılaşıyor; %18-20 arasında faizler ve artan temerrütler söz konusu.

Eylül 2025 itibarıyla, ikinci el otomobil kredilerinin temerrüt oranı %10’a yaklaştı ve toplam otomobil kredilerinde ödemelerin gecikme oranı son 15 yılda %50’den fazla arttı.

Yüksek faiz ve yüksek enflasyon baskısı altında, ABD’nin alt gelir grubu tüketicilerinin finansal durumu hızla bozuluyor.

TGA’daki görünmez sıkılaştırmadan, gecelik faizlerdeki sistemik ateşten, ticari gayrimenkul ve otomobil kredilerindeki borç patlamasına kadar, ortaya çıkan bu kriz zinciri, Washington’daki siyasi çıkmazın tetiklediği ve ABD ekonomisinin zaten var olan yapısal zayıflıklarını gün yüzüne çıkaran bir süreçtir.

Yatırımcılar ve piyasa nasıl bakıyor?
Bu kriz karşısında piyasa büyük bir bölünme yaşıyor. Yatırımcılar, geleceğin yönü konusunda yoğun tartışmalara giriyor. Mott Capital Management gibi kötümserler, piyasanın 2018 sonundaki gibi büyük bir likidite sıkışmasıyla karşı karşıya kalabileceğini düşünüyor.

BTC1.49%
ETH2.03%
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
  • Reward
  • Comment
  • Repost
  • Share
Comment
0/400
No comments
  • Pin
Trade Crypto Anywhere Anytime
qrCode
Scan to download Gate App
Community
  • 简体中文
  • English
  • Tiếng Việt
  • 繁體中文
  • Español
  • Русский
  • Français (Afrique)
  • Português (Portugal)
  • Bahasa Indonesia
  • 日本語
  • بالعربية
  • Українська
  • Português (Brasil)